fbpx
Finans Sözlüğü

GSYİH Nedir Türkiye nin Durumu Nedir Güncel Veriler

Belirli bir dönem içerisinde ülke içerisinde üretilen tüm mal ve hizmetlerin parasal değerinin, bu mal ve hizmetlerin üretiminde kullanılan girdilerin parasal değerinden çıkarılmasıyla elde edilen değere Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) denilmektedir. Ülke ekonomisinin durumunu analiz etmek için elzem önem taşıyan bu kavram küresel çapta ülke ekonomilerinin büyüklüklerini analiz etmek için de kullanılan bir göstergedir. Bu kapsamda GSYİH nedir, Türkiye’nin durumu nedir, güncel veriler neyi işaret ediyor gibi çeşitli konulara değinmek yararlı olabilir.

GSYİH Nedir

Yukarıda da değinildiği gibi belirli bir dönem içerisinde üretilen ürün ve hizmetlerin parasal değerlerini ifade eden, ortaya çıkan katma değeri hesaplamaya yarayan kavram GSYİH’dir. GSYİH’yi diğer kavramlardan ayıran en önemli özellik üretilen mal ve hizmetlerin sayısını değil bu mal ve hizmetlerin parasal değerini ortaya koymasıdır.

Üretilen mal ve hizmetlerin parasal değerinin ortaya koyulması sayesinde yüksek teknoloji ihracından doğan yüksek gelirler de hesaplamaya dahil edilmiş olur. Örneğin sadece üretilen mal ve hizmetlere ilişkin bir hesaplama yapılmış olsaydı 1 kg pamuk ile 1 kg anzer balı üretiminin eş değer olması gerekirdi fakat parasal açıdan incelendiğinde 1 kg anzer balının fiyatının 2018 verilerine göre 1 kg pamuğun fiyatı 10 TL, 1 kg anzer balının fiyatı ise tam 900 TL.

GSYİH sayesinde bu mal ve hizmetlerin parasal değerine ilişkin hızlı bir hesaplama yapmamız, yaptığımız hesaplamada bu mal ve hizmetlerin üretiminde kullanılan girdilerin maliyetlerini düşmemiz mümkün olur.

Gayri Safi Yurt İçi Hasıla Nasıl Hesaplanır?

GSYİH hesaplaması sadece belirli bir dönemi kapsar yani bir başlangıç ve bitiş noktası mutlaka vardır, daha önceden üretilen ya da gelecekte üretilecek mal ve hizmetler GSYİH hesaplamasına dahil edilmez. GSYİH hesaplanırken her malın üretim süreci analiz edilir ve analiz sonucu oluşan fiyatlamalarla birlikte ne kadarlık katma değerin söz konusu olduğu bulunur, bu katma değerlerin ekonomideki tüm mal ve hizmetleri kapsayacak şekilde  yatay toplamıyla GSYİH bulunmuş olur.

Bulunan şey ekonomi içerisinde belirli bir dönemde üretilen tüm mal ve hizmetlerin nihai değeridir. GSYİH’nin kapsamını daha iyi anlamak için şu eşitlikten yararlanılabilir GSYİH = tüketim harcamaları + yatırım harcamaları + devlet harcamaları + net ihracat (ihracat – ithalat)

Makro ekonomik analiz yapmak için hesaplama araştırması içerisinde olanlar için ekonomik denklem paylaşılacak olursa GSYİH = C + I + G + XN (C = Consumption, I = Invest, G = Goverment, XN = Net Exports) eşitliğinden yararlanmak mümkün olur.

Türkiye’nin GSYİH Durumu

GSYİH hesaplamalarını ve bu hesaplamalar sonucunde elde edilen verileri paylaşan kurum Türkiye İstatistik Kurumu’dur (TÜİK). TÜİK’in en son açıkladığı veri 2018 yılının ilk çeyreğini kapsamaktaydı ve ortaya çıkan sonuca göre Türkiye’de GSYİH % 7,4 arttı. Bu rakamın ekonomi uzmanları ve yatırımcılar tarafından gerçeği yansıtmadığına dair bazı eleştiriler yapıldı ve aşağıda farklı bir başlık altında bu konuya da değinilecek.

Türkiye’nin GSYİH tahmini 2018 yılının birinci çeyreğinde cari fiyatlarla % 21,9 arttı ve 792 milyar 691 milyon TL oldu. Anlaşılabilmesi adına ülkemizde yılın birinci çeyreğinde üretilen tüm mal ve hizmetlerin parasal değerinin, bu mal ve hizmetlerin üretiminde kullanılan girdilerin çıkarılması sonucu elde ettiği hasılanın 791 milyar 691 milyon TL olduğu söylenebilir.

Enflasyon ve Yüksek Büyüme Aynı Anda Olur Mu?

Ekonomi literatürü incelenecek olursa böyle bir şeyin pek mümkün olmadığı açıkça görülebilir. Enflasyon mal ve hizmetlerin fiyatlarının ekonomi genelinde artması anlamına gelmektedir.

Konuyla ilgili açıklama yapan TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği) Başkanı Erol Bilecik, ekonomi politikalarının iç talebi körükleyen yapıdan fiyat istikrarını sağlamaya yönelik bir yapıya kavuşması gerektiğini belirtti.

Ekonomik büyümenin nominal rakamlar üzerinden gerçekleştirilmesinin bir anlamı olmadığını ifade eden Bilecik, reel sektördeki yatırımların artmasını ve gerçek anlamda bir büyümenin söz konusu olması gerektiğini belirtti. Büyümenin verimlilik ve üretkenlikle sağlanması gerektiğinin altını çizen Bilecik, 11’nci Kurumsal Yönetim Zirvesi’nde çıktığı kürsüde ekonomide yüksek enflason ve yüksek büyümenin var olmadığını dile getirdi.

Yapılan son açıklamaya göre ülkemizde enflasyon bir önceki aya göre % 1.62 arttı ve son 15 yılın en yüksek Mayıs ayı enflasyonu gerçekleşti. Enflasyon 2018 Mayıs ayında tam % 12.15 ve her geçen gün de artmaya devam edeceği düşünülüyor.

Büyüme Oranları Yanlış mı Aktarılıyor?

İstatistik ucu çok açık bir bilim dalı ve kullanıcısına bir şeyi nasıl göstermek istediğine bağlı olarak çeşitli doğrulara ulaşabilme imkanı sağlıyor. Yani hesaplamada kullanılan verilerde çok ufak bir değişiklik yapılması ya da birisindense başka birisinin tercih edilmesi halinde bambaşka bir sonuca erişilebiliyor, üstelik ulaşılan sonuç da gerçeği yansıtıyor, ekonomist ve yatırımcıların görüşleri de ülkemizdeki büyüme rakamlarının olması gerekenden farklı hesaplandığı dolayısıyla tahminlerin çok üzerinde çıktığı.

Universty of Maryland’da ekonomi profesörü olan Şebnem Kalemli-Özcan’ın açıklamasına göre “Türkiye’nin ekonomik büyüme rakamları sahte”. ABD’de Middle East Institute ve Fredrich Ebert Vakfı ortaklığıyla düzenlenen Türkiye konferansında konuşan Kalemli, büyüme oranlarının en iyimser tahminlerin bile altında yani % 2’lerde olduğunu savundu.

TÜİK Metodolojisini Değiştirdi

TÜİK’in yukarıda da belirtildiği gibi hesaplamada kullandığı istatistiksel yöntemi değiştirmesi sonucu farklı sonuçlara ulaşmaya başladığını savunan Kalemli, hesaplamalardaki sapmanın incelenen sektörlerin ağırlıklarının ve veri kaynaklarının değiştirilmesiyle ilgili olduğunu belirtti. Üretim ve tüketim ikilisine bakılması gerektiğini söyleyen profesör, bu durumun güven ortamını da bozduğunu savundu. Tüm bunlara ve eleştirilere, pazardaki fiyatlara rağmen ekonominin başındaki isimler ekonominin büyüdüğünü ve hatta TÜİK’in açıkladığı rakamların gerçek büyümenin altında kaldığını savunmakta.

Doğru Bilgiye Nasıl Ulaşırım?

Doğru bilgiye erişmek ve ülkenin ekonomik durumunu analiz etmek isteyen kişilerin uygulayabileceği en basit, ilkel ve etkili yöntem kendi tüketim sepetini oluşturmaktır. Hemen şimdi bir alışveriş listesi hazırlayın ve bu ürünlerin şu an için fiyatlarının ne olduğunu öğrenin. Bu fiyat bilgisine ister pazardan ister süpermarketten erişin fakat fiyatları aldığınız yere ileride tekrar erişebileceğinizden emin olun.

Not aldığınız ürünler ve bu ürünlerin fiyatlarını 1 ay ya da 3 ay gibi süreler için saklayın, bu süre sona erdiğinde tekrar aynı yere gidin ve herhangi bir şey satın almadan sadece fiyatların ne durumda olduğuna bakın, gerçekler elinizdeki not kağıdında belirecektir.

Örnek Tüketim Sepeti

Kendi sepetinizde olması muhtemel ürünleri örnek teşkil etmesi açısından paylaşmak gerekirse:

  • Yumurta,
  • Telefon faturası ya da kontör,
  • Biber,
  • Elma,
  • Zeytinyağı,
  • Şeker,
  • Un,
  • Pil,
  • Akaryakıt,
  • Süt,
  • Peynir,
  • Bebek bezi,
  • Kozmetik,
  • T-shirt ya da ayakkabı vb.

Türkiye’nin Ekonomik Durumu 2018 Analizi

En genel haliyle ülkemizin ekonomik durumunu analiz edecek olursak son 14 yıl içerisinde borçlarımızın 366 milyar TL’den 2 trilyon 953 milyar TL’ye çıktığını, özelleştirmeler sonucu ancak 102 milyar TL gelir elde edilebildiğini ve finansman imkanının da 3 trilyon 55 milyar TL civarında olduğunu Mahfi Eğilmez’in tabiriyle belirtmek mümkündür.

Son 14 yıl içerisinde bütçe açığı ve GSYH’da çeşitli başarılar elde edildi fakat borçlanmanın bu denli inanılması güç hızlarla arttığı bir ekonomide kamu mallarının satılması, özelleştirmeler vb. prosedürlerle kalıcılık sağlanması imkansız. Zaten büyümenin sürekli olmayacağı ve reel gerçekleri yansıtmadığı işsizliğin giderek artması, enflasyonun da kontrolden çıkmasıyla günyüzü gibi ortaya çıkmaktadır.

türkiye gsyih
gsyih nedir turkiyenin durumu

Ülkemiz daha önce de Özal ya da Menderes döneminde olduğu gibi kamu mallarının satışından elde edilen gelirlerle büyüme yakalamaya çalıştı fakat yine tıpkı o zamanlar olduğu gibi yapısal reformlara imza atılmadı ve neredeyse krizin eşiğine geldik.

2005 yılına kadar uygulanan yapısal reformların devamı getirilseydi belki de bugün bambaşka şeylerden konuşabiliyor olurduk, ancak geldiğimiz noktada ne vatandaşlar ne de özel sektör borçlanarak bir şeyler yapma gücüne sahip değil. Bu durumda yapısal reformlara imza atılmasını beklemek, bilim dışı batıl davranışlardan uzaklaşarak bilime kulak vermeye başlamak işe yarayabilir.

BCH Nedir Nasıl Bir Kredi Türüdür 5 Soru 5 Cevap yazımızı okuyarak Rotatif Krediler hakkında da daha kapsamlı bilgilere ulaşabilirsiniz.


Hikmet Ilgaz

Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi mezunu, evli ve 1 çocuk babası, bankacılık ve finans alanında araştırmalar yapıyor, bu araştırma sonuçlarını buradaki blogunda paylaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu