Son dönemlerde yaşanan çeşitli sorunlar nedeniyle doların volatilitesi oldukça yükseldi ve bu durumun ülkemiz için bazı sonuçları olacak. En basit haliyle değerlendirme yapıldığında ve dış borçtan hareketle bir söylemde bulunulduğunda dolardaki 1 kuruşluk artışın ödememiz gereken ekstra 45 milyar TL anlamına geldiğini belirtmek yeterli olacaktır. Bu kapsamda yatırımcıları da düşünerek dolar 2021 yılı sonuna kadar ne olur değerlendirmek yararlı olacaktır.
Paylaşımlarımızın kesinlikle yatırım tavsiyesi olmadığını yazımızın başında belirtir, yatırım yapmadan önce kendi araştırmalarınız ve kendi özgür iradeniz doğrultusunda karar vermeniz sizin adınıza en doğru karar olacağını unutmamanızı öneririz.
Dolar analizi yapmak sanıldığı kadar kolay bir iş değildir ve bu nedenle yıllardır finans sektörünün içerisinde yer alan otoritelere kulak vermek gerekir. Bu otoriteler genel itibariyle uluslararası piyasalarda faaliyet gösteren bankalar ve kredi derecelendirme kuruluşlarıdır. Bu kurumların dışarıdan bir gözle Dolar ve TL’ye ilişkin yorumlarını okuduktan sonra Merkez Bankası’nın yıl sonu parite tahminine de değinilecektir.
Bilindiği gibi Merkez Bankası her ay beklenti analizleri yapmakta ve çeşitli istatistiksel verilerden yararlanarak yıl sonu beklentilerini revize etmekte.
Son olarak Merkez Bankasının 2020 yılı sonu Dolar TL kuru için beklentisi 6,43 TL olarak revize edilmiştir. Bu verilerin dönemsel olarak güncellendiğini de unutmamak gerekiyor.
Yukarı yönlü ani artışlar sonrasında sosyal medya ve web sitesi aracılığıyla açıklama yapan Merkez Bankası, döviz kurundaki hareketliliğin yakından takip edildiğini ve gerekli müdahalelerin yapılmakta olduğunu duyurdu. Bu duyurunun ardından dolar paritesinde ani bir düşüş yaşandı fakat ilerleyen zamanlarda tekrardan yukarı yönlü hareket başladı. Şu an itibariyle 5,85 – 5, 95 arasında daha yatay şekilde bir seyir söz konusu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İngiltere’de yatırımcılarla bir araya gelmesi sonrasında yaptığı açıklamaların güven sarsıcı nitelikte olduğunu belirten ekonomistler TL’ye güvenin azalması kaynaklı dolardaki artışın en önemli sebeplerden birisi olduğunu savunuyor. Söz konusu açıklamalar genel itibariyle Merkez Bankası’na olan güveni sarsıcı nitelikte ve faizlerle ilgili radikal değişikliklerin olabileceği sinyalini veren cinsten açıklamalar ki bu açıklamalar sıcak paranın ülkeden çıkması için geçerli sebepler olarak görülüyor.
Cari açık her zaman kötü bir şey olarak lanse edilemez ki dış borçlanma gelişmekte olan ülkeler için bir gereklilik, ancak ülkemizde olması gerekenin aksine cari açığı finanse edebilecek bir denge oluşturulmakta çeşitli sorunlarla karşılaşılıyor.
Geçtiğimiz yıl içerisinde ülkemizin büyüdüğü belirtilmişti, ancak bu büyüme ihracat kaynaklı değil ithalat kaynaklı bir büyümeydi ve bu sorun dahi başlı başına dolar kurunun artmasına neden olabilecek kadar önemli.
Ekonomideki durağanlık ve sorunları bir süreliğine göz ardı edebilmek için borçlanma kaynaklı neredeyse sanal denilebilecek bir büyüme yaratıldı ve bu büyüme rakamlarla ülkenin büyüdüğünü ortaya çıkarır nitelikte olsa da reel anlamda bir büyüme olmaması kaynaklı yeni sorunların baş göstermesine neden oldu. Her ne kadar borçla ekonomiye ivme kazandırılmak istenmiş olsa da yabancı yatırımcılar “büyüyoruz” söyleminin gerçekçi olmadığını düşünerek rotasını farklı ülkelere kaydırdı. Borçlanma kaynaklı büyümenin neden olabileceği ekonomik sorunlara ek olarak enflasyonun düşmeyeceğinin düşünülmesi de yatırımcıların ülkeden ayrılmasına neden olan en önemli etkenlerden.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Merkez Bankası (FED) tarafından yapılan her açıklama faizlerin arttırılacağıyla ilgili yeni sinyallerin verilmesi anlamına geliyor. Bu sinyaller ekonomisi dışa bağımlı ve gelişmekte olan ülkelerin çeşitli bunalımlarla yüzleşmesine neden oluyor. Zira yatırımcıların tercihlerinde FED’in faiz arttırım kararının etkisi çok büyük. FED, 2018 yılı içerisinde 4 kez faiz artışı yapılabileceğine ilişkin oldukça güçlü sinyaller veriyor ve bu da TL’nin USD karşısında zayıflamasına neden oluyor.
Bir çok farklı konuya değinip, çeşitli yorumları aktardıktan sonra özet niteliğinde 2021 yılı sonu beklentilerinin ne olduğunu aktarmak yararlı olabilir.
Anlaşılabileceği gibi enflasyon, cari açık, Merkez Bankası’nın politikaları, siyasi ve jeopolitik sorunlar nedeniyle TL’nin değerinin düşmeye devam etmesi mümkün. Ancak hükümet tarafından yapılan reform açıklamaları ise kur konusunun dikkate alındığını gösteriyor. Bu konuda en doğru karar Merkez Bankası ‘nın beklentilerini takip etmek diyebiliriz.
Sitemizde yer alan ve daha önceden sizlerle paylaştığımız Dolar Son 3 Yılda Neler Kazandırdı konulu yazımızı da okuyabilirsiniz.
Sanal para alım ve satımının yaygınlaşması ile birlikte farklı alt coinler ortaya çıkmaya başladı. The…
Vakıfbank, faizsiz kredi imkânı ile pandemi yüzünden geçim sıkıntısı yaşayan birçok kişiye destek sunuyor. Online…
Bireylerin ya da tüzel kişilerin belli miktarlar kapsamında, kamu hizmetleri için kanuni bir şekilde ödedikleri…
Taşıt kredisinin temel özelliği, kefil şartının bulunmamasıdır. Dolayısıyla birçok yeni taşıt sahibi krediye seçeneğine yönelmektedir.…
Loopring coin yorum, son zamanlarda en çok merak edilen popüler konular arasında yerini aldı. Öyle…
Dijital paranın global borsanın nabzı haline gelmesiyle birlikte, her gün yeni bir coin yüzüne çıkıyor.…