Bankalar, tahsil edemediği borçları belirli oranlarda iskonto ederek varlık yönetim şirketlerine devreder. Bu, çoğu zaman tüketicinin kafasını karıştırır çünkü bankalar bu noktadan sonra öylesine kar odaklı düşünmeye başlar ki tüketicileri arayıp bilgi vermek dahi artık bir maliyet kalemi özelliği taşıması sebebiyle tercih edilmez.
Bankalar, duygusal kurumlar değildir ve bu nedenle tüketicilerin de olayı dramatize etmemesi gerekir. Bankalar, tahsil edemediği borçları hukuki yollarla tahsil etmeyi seçebileceği gibi varlık yönetim şirketlerine satmayı da tercih edebilir. Son dönemlerde hukuki yollara başvurmanın maliyeti artmıştır ve bu nedenle varlık yönetim şirketleri daha çok tercih edilmektedir.
Yani bankaların, tüketici borçlarını varlık yönetim şirketlerine satmasının en temel sebebi hukuki yollar için yapması gereken masraflardan kurtulmaktır.
Bankalar yıl sonu muhasebesi yapmadan önce özellikle yatırımlara daha temiz bir bilanço sunmak amacıyla tahsil edemediği borçlardan kurtulmak ister ve bunun en kısa yolu borçları varlık yönetim şirketlerine devretmektir.
Bu amaçla bir ihale açılır ve tüm varlık yönetim şirketleri söz konusu borç için teklif verir. En yüksek teklifi veren varlık yönetim şirketi borçları ve bu borçların resmi nitelik kazandığı sözleşmeleri satın alır. Bu noktadan itibaren tüketicinin muhatabı bankalar değil varlık yönetim şirketleridir.
Borcu satın alan varlık yönetim şirketi doğrudan tüketici ile iletişime geçer ya da biraz bekler. Bu iletişim sonrasında tüketicinin borcunun varlık yönetim şirketine ödenmesi gerekir.
İşte burada bazı kafa karışıklıkları ortaya çıkar, çünkü tüketicinin ödemeyi nasıl ve nereye yapması gerektiği hakkında pek bir fikri yoktur. Çoğu zaman varlık yönetim şirketleri de lehine işleyen zamanı kullanmayı bilir ve çok detaylı bilgi vermekten geri durur.
Varlık yönetim şirketleri mutlak bir veya daha fazla banka ile çalışır. Bu kapsamda tüketicinin ödeme yapması gereken noktalar da bu bankaların şubeleri ya da ATM’leridir. Tüketici, varlık yönetim şirketinden ödeme yapmak üzere IBAN ya da hesap numarası talep etmelidir. Bu bilgiye sahip olduktan sonra ödemeyi ilgili banka şubesinden yapmalı ve mutlaka dekont almalıdır.
Dekont, alındıktan sonra sağlıklı bir şekilde muhafaza edilmeli ve yaşanacak olumsuzluklar için bir güvence olarak bulundurulmalıdır. Çoğu zaman borçlar tek seferde ödenmez ve taksitlendirilir. Bu da dekont almaya ve muhafaza etmeye engel olmamalıdır, ödenen her borcun dekontu saklanmalıdır.
Dekont konusuna iki defa değinmemizin sebebi bu konuda sıkça mağduriyetlerin yaşanmasıdır. Tüketici çoğu zaman yaptığı ödemenin miktarını yanlış hatırlamakta ya da varlık yönetim şirketi kişi adı/soyadı veya sözleşme numarasında yapılan hatalardan dolayı yapılan ödemenin kim adına yapıldığını anlayamayarak borçlunun hesabından tahsil edilen borcu düşememektedir. İşte bu durumda dekont sahibi tüketiciler yaptığı ödemeye ait dekontu ibraz edebilir ve yaşanan olumsuzlukların üstesinden gelebilir. Fark edilebileceği gibi varlık yönetim şirketleriyle ilgili yapılan şikayetlerin çoğu ödeme yapıldığı halde borcun kapatılmadığıyla ilgilidir ve en temel sebebi de yapılan bu yanlışlıklardır.
Sitemiz üzerinden Varlık Yönetim Şirketi Borçları Zamanaşımı konusunda da bilgi almak isterseniz bu bölümden ilgili daha fazla bilgiye ulaşbilirsiniz.
Sanal para alım ve satımının yaygınlaşması ile birlikte farklı alt coinler ortaya çıkmaya başladı. The…
Vakıfbank, faizsiz kredi imkânı ile pandemi yüzünden geçim sıkıntısı yaşayan birçok kişiye destek sunuyor. Online…
Bireylerin ya da tüzel kişilerin belli miktarlar kapsamında, kamu hizmetleri için kanuni bir şekilde ödedikleri…
Taşıt kredisinin temel özelliği, kefil şartının bulunmamasıdır. Dolayısıyla birçok yeni taşıt sahibi krediye seçeneğine yönelmektedir.…
Loopring coin yorum, son zamanlarda en çok merak edilen popüler konular arasında yerini aldı. Öyle…
Dijital paranın global borsanın nabzı haline gelmesiyle birlikte, her gün yeni bir coin yüzüne çıkıyor.…